Kelime anlamı üçte bir anlamına gelen sülüs hat, genel olarak 3mm genişliğine sahip kalem ile yazılır. Menşei hakkında birçok görüş olan bu yazı çeşidi hat sanatının kaynakları arasında gösterilir. Hat sanatını öğrenmek isteyenlerin ilk başvuracağı yazı çeşitlerinden birisidir. İslamiyet’in doğuşu ve yayılması ile birlikte önemi artan sülüs yazılar, resmi kurumlarda ve kitap yazım işlemlerinde tercih edilirdi.
İbn Mukle, sülüs yazı çeşidinin ana hatlarını oluşturan bir hattattır. İbn Mukle’den sonraki süreçte ise İbn-i Bevvab bu yazı şeklini sekize indirip geometrik şekillere bağlamıştır. Sülüs hat yazı çeşitleri en parlak zamanını Osmanlı döneminde yaşamıştır. Osmanlı hat sanatını bir ekol olarak ilerlettiğinden bu yolda birçok hattat yetişmiştir. Bu hattatlar ise sülüs yazı çeşidinin en güzel örneklerini ortaya çıkarmıştır.

Sülüs Hat Yazı Çeşidinin Öne Çıkan Özellikleri
Sülüs hat, nesih yazı çeşidinin büyük hali olarak bilinir ve sözlük anlamı ise üçte bir demektir. Üçte bir oranında yuvarlak ve üçte iki oranında ise düzdür. Sülüs yazı çeşidi, Kuran’da çok fazla uygulaması yapılmamış yazı türü olsa da sosyal anlamda birçok alanda kullanılmıştır. En çok karşılaşılan alanlar ise cami, medrese ve kitabelerdir.
Sülüs hat yazısının tarihi oldukça eskiye dayanır. İslamiyet’in ortaya çıktığı yıllarda Arabistan’da sıklıkla kullanılan yazı türüdür. Bu yazı çeşidinin en sık uygulandığı yerlerin başında Emeviler gelir ancak daha sonraki yıllarda Abbasi devletinde popüler olmaya devam etmiştir.

Selçuklu Mimarisindeki Sülüs Hat Yazıları
Sülüs hat yazı çeşidi İslam bölgelerinden sonraki süreçte Anadolu’ya gelerek de birçok mimari yapının görsel temelinin oluşmasına yardımcı olmuştur. Özellikle Anadolu Selçuklu devletinin yıkılışına kadarki süreçte farklı alanlarda Kufi, muhakkak ve celi sülüs yazı çeşitleri kullanılmıştır. Sülüs yazı çeşitleri genel olarak mihraplarda, kubbelerde ve pencere kenarlıklarında sıklıkla uygulanmıştır.
Kufi ve sülüs hat yazı çeşitleri Selçuklu devletinde çeşitli şekillerde kullanılmıştır. Selçuklu sülüsü adı verilen bu hat yazı çeşitleri, minber, mihrap ve minber kapılarında uygulanmıştır. Selçuklu döneminden sonraki süreçte ise bu geleneği Osmanlı devleti sürdürmüştür ve bu yazı çeşidi varlığını koruyarak günümüze kadar gelmiştir.